Bugun...
TÜRSAB Başkanına Hac Mektubu...
Tarih: 18-04-2019 04:13:00 Güncelleme: 18-04-2019 04:15:00 + -



TÜRSAB Başkanına Hac Mektubu...

Çözümünü Bulup Üretmenin Anlatılmasından Daha Kolay Olduğunu Düşündüğümüz Bir Konu 

HAC VE UMRE ORGANİZASYONUNDA UYGULANAN SİSTEM NASIL BAKTERİ ÜRETİYOR

 

TÜRSAB Başkanımız Sn. Firuz BAĞLIKAYA Bey’in Dikkatine 

 

Sayın Başkanım 

 

Uzun yıllardan beri Hac ve Umre organizasyonunda yaşanan sıkıntılar Ak Parti iktidarı döneminde azaltılmış olsa da, evrensel hak ve hukuka uygunluk bir tarafa, İslam dininin temel kurallarına bile uymayan çarpıklıklar, aksaklıklar ve sıkıntılar yok edilememiş ve yeterli rahatlama sağlanamamıştır. 

Aşağıdaki hususları ilgi ve dikkatinize önemle arz ederiz: 

1- Hac adayına daha ucuza verilebilecek bu hizmet, yıllardır düzeltilmeyen sistem sebebiyle gereğinden daha pahalı bir bedelle sunulmaktadır. Bunu düzeltmek mümkündür ve bu hususa ilgi göstermeniz halinde çok kolaydır. 

2017-2018 yılı Hac sistemi işleyiş ve aksaklıklarını şöyle özetleyebiliriz: 

Hacla ilgili süreç ön kayıtla başlıyor. Ön kayıt, kimlik fotokopisi ve bankaya yatırılan 20 TL ile yapılıyor. Dolayısıyla Umreye giden vatandaşların veya tanıdıklarının kimlik fotokopisi elinde olan Acente veya Müftülük görevlileri sisteme binlerce naylon ön kayıt girebiliyor. Bunlardan kur ‘ası çıkanlar kayıt sistemi açılır açılmaz kesin kayıt yapılıyor veya yolcu adına opsiyon hakkı "acente" olarak seçilip işleniyor. Sonrasında bu listeler acentelere belli bir meblağ karşılığında satılıyor. Kesin kayıt işlemleri bittikten sonra Diyanetin ve özel firmaların listeleri, Diyanet tarafından Suudi Arabistan makamlarına resmen bildiriliyor. Suudi Arabistan tarafında bu listeler kesinleştikten sonra naylon kayıtlar iptal edilerek, yedekteki hacı adayları bu iptallerin yerine kaydediliyor. İlgili süreçte iptal ve yeni kayıt işlemi de listeler kesinleştikten sonra yapıldığı için, iptal işlemini hangi firma yaptıysa yeni kayıt işlemini de o firma yapması gerekiyor. Aksi halde Suudi Arabistan makamlarına bildirilen listedeki kişi sayıları değişiyor. Kişi sayısının değişmesi, başta planlama sıkıntısı veya kontenjanların boş kalması olmak üzere, Hacla ilgili yapılacak birçok hazırlığın aksamasına neden olacağından cezai müeyyideyi gündeme getirebiliyor. Mevcut sistem sebebiyle naylon hacı adayı kayıt ederek gerçek adaylarla değiştirebilme imkânı, hac kontenjanlarının alınıp satıldığı bir borsanın oluşmasına sebep oluyor. Sistemi sadece Diyanet kontrol edebildiği ve kendisine ait %60’lık payda herhangi bir rekabet söz konusu olmadığı için Başkanlık bu uygulamadan zarar görmüyor. Acentelerin kendi arasındaki kıyasıya rekabeti dolayısıyla, zaafı olanlar çeşitli hukuki olmayan yollara tevessül ederek hata yapabiliyorlar. Diyanet daha sonradan bu hataları deşifre edip duyurarak kendi güven ve itibarını arttırmaya zemin hazırlamış oluyor. Oysa naylon ön kayıt ve kur ‘adan çıkanların tercihini kesinleştirme işlemi sadece Diyanetin kontrolünde olan sistemle yapılabiliyor. Bu sistemle ilgili bütün incelikleri sadece Diyanet görevlileri biliyor; dilediği gibi planlama ve bilgi sızdırarak çıkar elde etme imkânı oluşturabiliyorlar. Acentelerin % 95’i sistemdeki yenilik ve sürprizlerden, resmi kayıt sistemi açıldıktan sonra haberdar olabiliyor ve işlem sırlarını öğreninceye kadar kayıtlar dolmuş oluyor. Tezgâhı hazırlamış olanlar, ellerindeki isimleri, önceden tanıma imkânı elde ettikleri programa 2-3 saat içinde girip acentelerin %40 la sınırlı kontenjanlarını doldurmuş oluyorlar. Her şeyden habersiz hacı adayları ise ellerindeki kayıt belgeleri ile seçtikleri acentelerine geldiklerinde, acente kotası dolmuş olması sebebiyle Diyanet organizasyonuna katılmak zorunda kalıyorlar. 

Yıllardan beri süregelen bu skandalı önleyebilmek için, 2013’de kur ‘adan çıkanların kayıt belgeleri, posta ile hacı adaylarının adreslerine gönderildi. Fakat bunu bilen tezgâhçılar, sistemdeki boşluklar ve yenilikleri, sistem mimarları, pazarlayıcıları sayesinde vaktinden önce öğrenip tedbirini aldıkları için değişen bir şey olmadı. Çark yine döndü ve dürüstler yine mağdur oldu. 

2016 yılı Hac kayıtlarında yeni bir sistem uygulandı... Yolcunun kimlik numarasını giriyorsun; yolcu telefonuna şifre geliyor. O şifre ile yolcu ya kendi kaydını yapıyor veya acenteye bildirip sisteme işlettirerek kaydını kesinleştirebiliyor. Şifre girişinde 5 dakika gecikme olunca yeniden şifre almak zorunda kalınıyor... Müşteri işi ciddiye alıp vaktinde ve pratik davranamayınca veya şirketine tam güvenmekte ve söylediğini yapmakta tereddüt gösterince acenteye kaydolma şansını kaybediyor... Çünkü bir iki saat içinde toplam acente kontenjanı olan %40 dolmuş oluyor... Bu SMS şifre işinde meydana gelen aksaklıklar ise çok profesyonel davrananlar dışında acenteleri de yolcuları da sıkıntıya soktu… Semerşah Turizm ve Hisar Turizm gibi cemaat şirketleri, kesin kayıt hakkı elde etmiş hacı adaylarının listelerini önceden elde edebiliyor ve her türlü tedbiri alma şansı bularak arzu ettiğini tahakkuk ettirebiliyorlar. 

  1. Yılında skandal çarkına, diyanet sistem yönetimi ve müftülüklerin yanında PTT’de eklenmiş oldu. Değişen başka bir şey olmadı. Teyit edilen ise, hacı adaylarının iradesini hiçe sayan, koyun paylaşır gibi %60 - %40 paylaşım sistemini değiştirmeden hiç bir şeyin değişmeyeceği gerçeği oldu. 
  2. Yılında randevu sistemi getirilerek müftülüklerden kesin kayıt belgesi alma zorunluluğu uygulanmıştı. Bu uygulamada ilk güne randevu verilen hacı adayları istediği Şirkete kayıt olma imkânı bulurken diğer günlere randevu verilen hacı adayları DİB organizesine kayıt olmak zorunda bırakıldı. Çünkü birinci gün şirketlere tanınmış olan % 40’lık kontenjan dolmuştu. 
  3. Yılında ise telefona şifre gönderme sistemi uygulandı; entrika çevirenlerin oranı azaldı fakat kazançları çoğaldı. Çünkü bu sistem de para kazanmaya yönelik boyutlar ihtiva ediyordu. 

2018-2019 Yılı Hac kayıt sisteminde ise Başkanlık Hacı adaylarının Hac ücretlerini Başkanlığın hesaplarına yatırmalarını talep etti. Bu uygulama ile naylon kayıt yapmak isteyen kişilere büyük ölçüde engel olundu. Sisteme naylon kayıt girmek isteyenler, naylon adaylar adına hac ücretlerini de Başkanlık hesabına yatırmak zorunda kalacağından dolayı caydırıcı etkisi olmuştur. Ancak bununla birlikte acentelerin kendi hacı adaylarına sağlamış olduğu ödeme esneklikleri, katılım banka kartlarına komisyonsuz taksitlendirme imkânlarının ortadan kalkması, döviz kurlarının yüksek olması gibi ödeme zorluklarının oluşmasıyla hakkını gelecek yıla devredenler, vazgeçenler veya iptal edenlerde artış görülmüştür.

  1. Diğer önemli bir husus ise, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hem organizatör hem rakip, hem de sistem düzenleyicisi ve denetleyicisi olmakla, sistemi düzeltmeye imkân vermemesidir. Çünkü DİB dilediği şartlarda, dilediği fiyatlarla hacıların %60’ını kendi organizesine katma hakkını kararname zoruyla elde etmenin rahatlığı içerisindedir. Sadece bu durum bile elde edilen kazancın meşruluğunu tartışılır hale getirmektedir. 

Bu konudaki çarpıklığı Rekabet Kurulu 10.11.2011 tarih 1861 sayılı kararı ile ortaya koymuştur. Diyanet bu organizasyonu yapmaya devam edecekse, sistem oluşturma ve denetimini bağımsız bir kuruluşa devretmeli. Aksi halde organizeden çekilip düzenleyici ve denetleyici olarak kalmalı ve bu hizmetleri yürütme karşılığında belirlenecek bir meblağ almasına imkân verilmelidir.

  1. Hac ve Umre rehberleri, şartları, eğitim ve kültürü müsait olanların katılacağı kurslar sonunda verilecek belgelerle belirlenmeli ve organize yapanlar bu rehberlerden dilediğini seçebilmelidir. Diyanet bu işi kendi teşkilatında fiilen görev yapan, bazen yeterli kriterlere haiz olmayan görevlilerle yürütüyor. Acentelere de bu görevlileri re ‘sen tayin ediyor. Acentelerin görevli seçme hakkı bulunmuyor. Bu görevlilerden kaynaklanan eksiklik ve hataların cezasını da acenteler çekiyor. Acentelerin görevliler arasından seçme hakkı olmadığı gibi, tayin edilenlere de itiraz hakkı bulunmuyor. Kültürlü ve seçkin insanlardan oluşan bir acente grubuna, Başkanlıkta görevli bir odacı veya bir cami müezzini, hac ve umre tecrübesi olmasa bile görevli olarak tayin edilebiliyor. 

Şikâyet ederseniz davalınız olan görevli celladınız olabiliyor. Hak ve hürriyetlerin ulusal ve uluslararası güvence altına alınmış olması, Hac ve Umreyi özgürleştirmeye yetmedi. Bunu engelleyen en önemli unsur, hatalı sistemin hamisinin DİB, hata ve skandalları gündeme taşıyanların ise ticari kurumlar olan seyahat acenteleri olmasıdır. 

Hacı adaylarının mağduriyeti, yüksek ücretle kalitesi düşük hizmet alması, haklarını savunacak organize ve teşkilatlanma imkânından mahrum olmalarındandır. Bu sessiz yığınların haklarını siyasi irade yıllardan beri göremedi veya biz gösteremedik. Masum kabul edilen Diyanet Kurumu çalışanlarının, toplumdan bir parça olduğu, bakalım ne zaman görülüp keşfedilecek? Umutla adalet bekliyoruz. 

Sonuç olarak; yıllar içinde farklılıklar gösterse de Hac farizasını yerine getirmeye yardımcı olacak şirketlere ve DİB’in yetkilerine yönelik olarak uygulamaya konulan her sistem: 

  1. Hizmetin kesinlikle gerekli kılmadığı, gereksiz, bir bürokrasi içermektedir. Her sene usuller değişiklik gösterse de, sürekli menfi şartlar üretilmekte; bunları dolanmaya yönelik parasal boyutu olan piyasa oluşturulmuş, güç odaklarına avantaj ve mali çıkar sağlamaya yönelik olarak maalesef istikrarlı bir tutum sürdürülmüştür ve sürdürülmektedir. 
  2. Hiçbir şekilde bir hacı adayının istediği yolla (Diyanet İşleri Başkanlığı ve/veya şirketlerle) bu farizayı yerine getirebilmesini kolaylaştıran bir sistem kurulmamakta, uygulanmamakta; tam tersine bunu imkânsızlaştırmaya yönelik unsurlar getirilmekte, bu suretle paralel bir piyasa hep canlı tutulmaktadır. 
  3. Rekabetin oluşmasına engel olunmakta, cemaat yapılanmalarına finansal destek sağlayacak yaklaşıma imkân verilmektedir. 
  4. Şimdiye kadar uygulanan sistemler önceden haber alınarak kayıtlara girilmek suretiyle bağlanan kontenjanların sonradan alınıp satılarak yerine başka kişilerin alınması ticaretini doğurmuştur. Sadece 2018-2019 yılında ödemeler Başkanlık hesabına peşin alındığı için bu oran düşük olmuştur.
  5. Asıl önemlisi, DİB bu hizmetin fiyatını hâkim piyasa gücünü kullanıp, ilgili kurulu yönlendirerek; TÜRSAB’la karşılıklı hataları görmeme politikası uygulaması ve sonuçta aşırı kar edecek şekilde bir sistem tespit etmesi, dinen ve hukuken tartışmalı bir sonuca yol açmaktadır. Burada kişilerin de bulaştığı parasal mekanizmalar bir devlet memuru maaşıyla çalışma hayatında elde edilemeyecek rakamlara ulaşmakta, kirlilik giderek daha yaygın hale gelmekte, insanlar kurum zarar görür diye bu aykırılıklarla hukuki açıdan uğraşmakta tereddüt etmektedir. 

Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki bu durumu fark eden ve siyasi gücü olanların sorularına bürokrasideki muhatapları kasten eksik, yanlış, hatta yalan bilgiler vererek, sistemi değiştirmeye yönelik bir kanaat oluşmasına engel olmaktadır.

4- Ayrıca TÜRSAB üyesi acentelerden Hac ve Umre Organizesi yapanların, önceki yıllarda yaptıkları özel indirim ve ödedikleri yüksek komisyonlar sebebiyle oluşan haksız rekabet sonucu kayıt alma imkânı buldukları sayıları esas alan ve bunu müktesep hak kabul ederek kota oluşturma anlayışını yerleştirmeye çalışmayı da haklı ve adil bir yaklaşım olarak görmüyoruz.

Bu gerekçeyle Allah size bu makamı bahşettiğine göre hakkını verip konuya el atmanızı, sistemi sorgulamanızı, hacı adaylarının seyahat masraflarından önemli bir miktarı azaltmayı sağlamanızı, Diyanet İşleri Başkanlığı mensuplarının yüksek meblağlara hükmeden bir yapıda ortaya çıkan çıkar ilişkilerine kararlılıkla son vererek bu kurumu üstün nitelikli işlevlerine geri döndürmeye irade göstermesini arzu ediyoruz. 

Açıklamalarımın isabetli olmadığına dair söylenebilecek her itiraza, konunun gerçek boyutunu delilleriyle göstererek ispatlamaya hazır olduğumu da belirtmek isterim. 

Saygılarımı sunar, Sizi ülkemize, insanlara, dini hayata kalıcı olumlu etkileri ortaya çıkacak şekilde bir sistem bozukluğunu giderme konusunda elinizden gelen gayreti göstermeye davet ediyorum. 25.03.2019 

 

İnanç Turizmi Seyahat Acenteleri  ve Gönüllüleri Birliği Derneği 

İNTURSAD Yönetim Kurulu Başk.

 

 

 

Ahmet Ziya İbrahimoğlu

0532 733 7766 faks: 0212 5316313  [email protected]




Bu haber 2494 defa okunmuştur.

Etiketler :

YORUMLAR



İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Haberler HABERLERİ